Gündem

Ani Antik Kent, Arpaçay Köprüsü ve Malakanlar

Sıcaklık eksi 20'lerde ama, üşüme duygusu pek yok. Surlardan içeri girdiğinde alabildiğine geniş bir arazi ve üzerlerinde cami, katedral kalıntıları, taşlar... Gezdikçe, yürüdükçe sanki o taşlar dile gelip sana bir şeyler anlatıyor.

Sıcaklık eksi 20'lerde ama, üşüme duygusu pek yok. Surlardan içeri girdiğinde alabildiğine geniş bir arazi ve üzerlerinde cami, katedral kalıntıları, taşlar... Gezdikçe, yürüdükçe sanki o taşlar dile gelip sana bir şeyler anlatıyor.

Ve diyor ki bak, biraz daha git, bir nehir göreceksin, üzerinde yıkılmış bir köprü, işte burası uzun kervanların geçtiği, çan seslerinin duyulduğu İpek Yolu köprüsüydü binlerce insanımız buralarda yaşarken.

Ani Antik Kenti Girişi / 24.01.2019 

Ani Şehri, Kars'ın 44 kilometre doğusunda, Aras Nehri'nin Arpa Çay ( Akhurian) kolu kıyısında.  Harabelerin bulunduğu yerde Arpa Çay, Türkiye ile Ermenistan'ı birbirinden ayırıyor.

Çağlar boyunca bir yerleşim yeri, bir kent, güvenli hem de zira güneydoğusundan geçen Arpa Çay ve Vadisi, kuzeybatısındaki Alaca su ve vadisi ile doğal olarak korunan bir platoda yer alıyor. Şehrin su gereksinimi de debisi yüksek olan Arpa Çay karşılıyor...

İpek Yolu Köprüsü  

Akhurian/Arpaçay'ın üzerindeki bu köprünün Bagratid döneminden (10'uncu veya 11'inci yüzyıl) kalma olduğu düşünülür. Öte yandan, 13'üncü yüzyıldan da olabilir, çünkü yakın civarda bulunan bir yazıt, inşaat işini köprünün yapımını 14'üncü yüzyılla tarihlendirir.

Köprüden görüleceği gibi öbür taraf (Ermenistan) çok yakındır. Ancak ulaşılması tamamen imkansızdır. Köprünün durumu Ani'nin vaziyeti itibariyle semboliktir.

Bakireler Manastırı'nın avlusunun kenarında tonozlu çatılı, kısmen kayadan oyulmuş uzun ve kapalı merdiven vardır.

Bazı kitaplarda belirtilenin aksine, manastıra çıkmaz, nehre iner. Arpaçay'ın üstündeki köprüye giden bir yolu barındırmışa benzer. İnşa edilmesindeki amaç, belki de zaten şehirden yeterince kopuk manastırı, dış dünyadan iyice yalıtmaktı.

Manastırın altındaki vadide birçok yapı vardır. Bunların arasında, küçük ve tek sahınlı bir şapel ve de belki de nehir kıyısını gözetlemek amacıyla yapılmış bir nöbetçi kulesi olabilecek bir yapı vardır. 

(Not: askeriyenin bugünkü kısıtlamaları nedeniyle, Ani ziyaretçileri bu manastırı gezemezler. Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra, 1990'ların başında, nehirde yüzmek mümkündü. Bugün, bu alanın tamamı yasak bölgedir.)

Kars- Boğatepe 2344 m rakım yolunda. 24.01.2019

Asfalt dışında tüm bölge bembeyaz, doyumsuz güzellikte! 

Ebu-i Menu Çehr Camii

Büyük Selçuklu İmparatorluğu'na bağlı Şeddadiler zamanında inşa edilen Türkiye sınırları içerisindeki ilk camidir. Ebû'l Menuçehr tarafından yaptırılmıştır.

Katedral / Fethiye Camii

Bagratlı Kralı II. Sembat tarafından M.S. 990 yılında temeli atılan ve Kral Sembat öldükten sonra eşi Kraliçe Katranide tarafından 1001 yılında tamamlanan katedral, Selçuklu Sultanı Alparslan'ın 1064 yılında dönemin Ani kentini fethetmesinden sonra camiye çevrilmiştir

Mimarlığını aynı yüzyılda Ayasofya'nın tamiratını yapan mimar Tridat'ın yaptığı, kemerli dar ve yüksek pencereler ile aydınlatılan, heykel oyuklarla süslenen kilise 3 giriş kapısıyla dikkati çekiyor.

Kırmızı renkli tüf taşından inşa edilen, basamaklı bir zemin üzerine kurulan kubbesi, çan kulesi ve kuzey cephesindeki duvarın kısmı yıkılan katedral her gezenin ilgisini çekmekte.

 İncesu Köyü – Malakanlar   

Kars ve çevresi gezimiz esnasında Sevgili Pınar Kaftancıoğlu bizi İncesu Köyünde son kalan Malakanlar’dan birinin evinde misafir olmamızı sağladı. Yukarıdaki fotoğrafı o gün misafir olduğumuz ev sahibinden almıştım.

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından Kars’a ve çevresine yerleştirilen Malakanlar bölgede yaklaşık 40 yıl ikamet ettiler. Malakanlar şehir hayatını benimsemedikleri için Kars’ta Şahmalar, Karahan, Çakmak ve İncesu gibi köyler kurdular. Yaylalarda hayvancılık ve tarım ile iştigal ettiler. Kars’taki kaşarın tarihi Malakanlara dayanmaktadır.

Sonrasında buraları terk edip dünyaya yayıldılar ama kültürel mirası bugün hala canlılığını korumaktadır. Bir zamanlar sarı saçları, mavi gözleriyle, hayvanlarıyla Kars'ı vatan olarak benimseyen Malakanlar’a rastlamak zor. 

Sayıları ne kadar azalsa da, onlar yaşadıkları topraklarda, Karslıların hafızalarında hep olumlu anılar bıraktı.

Çıldır Gölünde Kızak Keyfi – Kars -Ocak 2019

Ocak 2019'da Heybeliada dostları ile gittiğimiz ve Kars sevdalısı Pınar Kaftancıoğlu nezaret ve yönetiminde gezdiğimiz bu güzel kent ve çevresine ve insanlarına hayran olarak döndük.

Bir kez de yaz günlerinde yaşamak istediğimiz Kars ve güzel insanlarına selam, sevgi ve sağlıklı günler dileğiyle. 

Fethi Denizmen

23.Aralık.2020

Heybeliada