Sürdürülebilir Gelecek İçin Yeşil Yakalı Meslekler Revaçta
Egon Zehnder Kıdemli Ortağı Murat Yeşildere yaptığı değerIendirmede 2024 yılında artış trendine giren, çevresel sürdürülebilirliğe odaklanan “Yeşil Yakalı Meslekler”i ve bunların nasıl birçok şirket tarafından aranan nitelikler arasına girdiğini anlattı.
“Sürdürülebilir gelecek için Yeşil Yakalı Meslekler
revaçta!”
Sürdürülebilir istihdam, yeşil işler, yeşil istihdam, yeşil yaka
kavramları son yıllarda iş dünyasının literatürüne girdi, gittikçe
de popüler hale geliyor. Egon Zehnder Kıdemli Ortağı Murat
Yeşildere, konu ile ilgili yaptığı değerIendirmede 2024
yılında artış trendine giren, çevresel sürdürülebilirliğe odaklanan
“Yeşil Yakalı Meslekler”in birçok şirket tarafından aranan
nitelikler arasına girdiğini söyledi.
Yeşil ekonomiye ve yeşil işlere geçişin en temel nedeni ise maalesef iklim değişikliğinin yol açtığı aşırı ısınma ve bunun istihdam üzerindeki olumsuz etkisi. Küresel ısınmadan öncelikli olarak tarım, inşaat alanlarının olumsuz etkileneceğinin yadsınamaz bir gerçek olduğunu söyleyen Egon Zehnder Kıdemli Ortağı Murat Yeşildere, “Uluslararası Çalışma Örgütü'nün sektör beklentilerine göre, yeni iklim politikaları ve taahhütler nedeniyle önümüzdeki yıllarda küresel olarak 24 milyon “Yeşil Yakalı” iş oluşacak. 2024 yılında artış trendine giren, çevresel sürdürülebilirliğe odaklanan “Yeşil Yakalı Meslekler” birçok şirket tarafından aranan nitelikler arasına girdi bile” dedi.
Mavi Yakalı ve Beyaz Yakalı çalışanlar için yeni bir kariyer planı
Yeşil Yakalı çalışanlar olarak nitelendirilen geniş bir iş kolu yelpazesi olduğunu dile getiren Murat Yeşildere, “Elektrikli Otomobil Mühendisliği, Yeşil Tasarım Uzmanlığı, Hava Kalitesi Mühendisliği, Solar Teknisyenlik, Yenilenebilir Enerji Mühendisliği, Geri Dönüşümcülük, Dalga Enerjisi Üreticiliği, Rüzgar Enerjisi Üreticiliği, Gıda Bilimi, Toprak Koruma Uzmanlığı, Çevre Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı, Su Kalitesi Teknisyenliği, Peyzaj Mimarlığı, Koruma Bilimi, Yeşil Yatırımcılık gibi meslekler öne çıkacak. Yüzdesel olarak en büyük iş talebi artışına neden olması beklenen ilk üç sektör, güneş enerjisi, jeotermal enerji ve rüzgar olmak üzere elektrik üretimiyle ilgili. Mesela yenilenebilir enerji gibi alanlarda daha fazla iş imkanı doğarken fosil yakıtlara bağlı endüstrilerde iş gücü kaybı yaşanacak. Yenilenebilir enerji alanında elektrik araçların kullanımında ve binalardaki enerji verimliliğindeki artış ile sürdürülebilir uygulamalar yeni istihdam alanları yaratacak. Küresel ölçekte işverenlerin yüzde 70’i yeşil dönüşüm için yetenekleri aktif olarak işe aldıklarını ya da almayı planladıklarını söylüyor. Bu da hali hazırda çalışma hayatı içinde olan Mavi Yakalı ve Beyaz Yakalılar için yeni kariyer planlamaları yapma fırsatı olabilir” diye vurguladı.
Yeşil Yakalı çalışanların bulunmasında zorluklar yaşanabilir
Türkiye’de özellikle son yıllarda sanayiden finans kesimine kadar büyük şirketlerin sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir istihdam politikalarını yıllık raporlar halinde açıklamaya başladığı bilgisini veren Murat Yeşildere, “Çoğunda da iş ve yaşam koşulları, çevreye saygılı iş süreçleri, daha az karbon ayak izi bırakma taahhüdü, yetenek geliştirme, fırsat eşitliği, cinsiyet eşitliği maddeleri ana başlıklar halinde yer alıyor. Özetle şirketler sürdürülebilirliğe ve yeşil iş alanlarına artarak yatırım yapıyorlar, ancak bu alanlara yapılacak yatırımların artacak olmasına karşın eğer iyi eğitim ve geliştirme programları hayata geçirilemezse ‘Yeşil Yakalı’ çalışanların bulunması dönüşüm süreçlerine ket vuracak” diyerek konunun öneminin altını çizdi.
Çalışma ortamında sürdürülebilir istihdam önemli
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)'nün yeşil işi çevresel sürdürülebilirlik taşıyan ekonomik faaliyetler içeren, aynı zamanda insana yakışır standartta çalışma koşulları sunan işler olarak tanımladığını söyleyen Yeşildere, “Yani çalışanın sağlık ve refahını korurken sürekli olarak verimli çalışmasını sağlamak sürdürülebilir istihdam demek. Bu iki tanımı bir araya getirdiğimizde de karşımıza ‘Yeşil İş’ kavramı çıkıyor. Bu yüzden işverenlere çok önemli görevler düşüyor. Bu gelişime ayak uydurabilmek için işverenlerin, üniversitelerin ve mesleki eğitim kurumlarının müfredat ve programlarını ortaklaşa şekilde istihdam piyasasının ihtiyaç duyduğu ve artarak duyacağı yeşil işlere hazırlamaları gerekiyor. Sadece özel sektörün tasarladığı kurumsal eğitim programlarının değil üniversitelerin de bu alanlara yönelik yeni bölümlerinin bir an önce tasarlanması ve hatta açılması gerekiyor” diye ekledi.