İşinizi her koşulda nasıl büyütürsünüz?

Ekonomik çalkantılar zaman zaman yaşanabilir. Çoğu şirket bu gibi zamanlarda maliyet düşürücü, yenilikten uzak, bir takım verimliliği olmayan operasyon geçirir. Ayakta kalmak adına yapılan bu çalışmalar zaman zaman iyi yönde sonuç verse de zaman zaman pek de işe yaramayabilir.

Bu gibi süreçlerde şirketler ayakta kalmayı hedefledikleri için büyüme girişimlerinde bulunmazlar. Bu dönemde uygulanan stratejiler ne kadar iyi ve kurtarıcı olsa da kısa vadeli olduğunu unutmayın. Bu dönemin şirketinizin uzun vadeli büyüme ve gelişme planında nasıl bir yer ettiğini iyi gözlemleyin.

ARAŞTIRMA YAPIN

Ekonomik dalgalanmaların olduğu dönemde, birçok şirket resmi pazar araştırmasına geri çekilir, ancak finansman yeniden toparlandığında odak grupları ve sağlam pazar araştırmaları gibi geleneksel araçlara geri döner. Bunun yerine, hem daha ucuz hem de genellikle daha hızlı bilgi edinmek ve geri bildirim almak için geleneksel olmayan bir yöntem kullanabilirsiniz. Bu yöntem ile fikirlerinizi arkadaşlarınızla, ailenizle, sosyal ağlarınızda ve hem dinleyecek hem de samimi geri bildirim sağlayacak başka herhangi biriyle test edin.

MÜŞTERİ İHTİYAÇLARINI ÖNCELİKLENDİRİN

Müşterileri dinlemek, onları hala şirketinize güvenmesini sağlamanın ve yeni müşterilerin kapıdan girmesine yardımcı olmanın ilk adımı. Müşterilerin her zaman karşılanmamış ihtiyaçları olur, ancak ekonomik olarak zor dönemlerde, ayakta kalmaya çalışırken buna odaklanmak zor bir o kadar da önemli.

Örneğin; video konferans uygulaması olan bir şirket tam da bu zamanda, eleştiri ve şikayetler aldıktan sonra, güvenlik özelliklerini diğer her şeyden öncelikli hale getirmek için hızlı bir şekilde hareket edip bu dönemi daha hızlı bir büyüme ile geçirdi.

DURGUNLUĞU AVANTAJA ÇEVİRİN

Ekonomik çalkalanmaların olduğu bir dönemde, teknoloji lisanslama ve satın alma işlemlerinde iyi anlaşmalar yapabilirsiniz. 

Örneğin; Facebook, Instagram'ı 2008'deki durgunluğun ardından Google veya Microsoft'un eline geçmeden önce satın almıştı.

ODAKLANIN

"Dış inovasyon" kavramı tamamen organizasyon dışındaki kaynaklar, bilgi ve teknolojiden yararlanmakla ilgili bir kavram. Zor dönemlerde, inovasyonu desteklemek isteyen ileriye dönük şirketler, her şeyi kendi bünyesinde geliştirmek genellikle çok maliyetli olduğu için dış kaynaklar ararlar. Bu gibi dönemlerde işgücü genellikle yaygın olarak bulunur, bu nedenle bir çalışan ağı oiuşturmak önemli. Ekonomik çalkalanmaların olduğu bu dönemde çalışan ağı oluşturulması her zaman oluşturmanız gerekli olan bir ana grup oluşturmaya yarar.

Örneğin; girişim şirketleri için Google veya diğer inovasyon araç kitleri gibi danışmanları işe almak yerine ücretsiz kaynaklar toplamak da iyi bir fikirdir.

Çoğu lider ve şirket, gerilemelerden kaçınmayı tercih ederken, ekonomik iniş ve çıkışlar iş ve yaşamın bir gerçeğidir. Bu yüzden acıyı unutup yolumuza devam etmek yerine, herkesin zor zamanlardan kişisel dersleri öğrenme ve hatırlama fırsatına sahip olduğunuzu hatırlayın. 

Zor dönemler bizi daha azıyla daha fazlasını yapmaya ve başka türlü daha iyi zamanlarda denemeyeceğimiz yeni şeyler denemeye zorlar. İşin püf noktası, zorluktan ustalıkla dersler çıkarmak ve bunları daha iyi zamanları daha iyi hale getirmek için kullanmak olur.