Emeklilikte para yetmiyor
Özlem Denizmen, Posta gazetesindeki köşesinde emeklilik dönemindeki gelir-gider dengesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulunarak, gençlerin ileride daha rahat edebilmesi için şimdiden para biriktirmesi gerektiğine dikkat çekti.
Yeniden enflasyonun yüksek seyrettiği bir ekonomik döneme
girince, hayat pahalılığı en önemli konumuz oluverdi. Bu durumun
sorunlarından biri gelecek dönemin maaş artışlarının belirlenmesi.
Devletimiz ve tüm ilgililer bu artışların hem genel ekonomiye hem
de emeklilerimizin yaşam kalitesine olumlu etkisi olabilmesi için
canla başla çalışıyor. Artışlar nasıl olursa olsun henüz emeklilik
hakkı kazanmamış olanların da yapabilecekleri var.
Ortalama ömür tüm dünyada her geçen yıl uzuyor. Bunda sağlık
alanındaki gelişmelerle birlikte bebek ve çocuk ölümlerinin
azalmasının etkisi de var tabii ama artık 50 yaş genç delikanlı,
60’lar orta yaş, 70’ler yaş almış, 85+’lar yaşlı sayılıyor. Bu
hesapla da emeklilikten sonra koca bir hayat olduğu ortaya çıkıyor
ve o dönemde de şimdiki gelirinizin en az yüzde 80’i kadar paraya
ihtiyacınız olacak. Sağlık, geçim, torunlar…
Şimdi önlem almazsanız nereden gelecek bu gelir?
Emeklilik dönemindeki GELİR/GİDER dengesini iyi ayarlamak çok önemli. Bu dönemi rahat ve huzurlu geçirmeniz gerek. Yıllarca emek verdiniz, çalıştınız. Bu sizin hakkınız.
Gider: Emekli olduğunuz zaman çocuklarınız büyümüş, kendi hayatlarını kurmuş oluyor. Ev aldıysanız o zamana kadar ev borcunuz bitiyor. Çocuklarınızın eğitimi, servisi, işe ulaşımınız gibi masraflar artık yok ama yeni masraflar başlıyor. Sağlık harcamaları, sosyal faaliyetlere yapılan ödemeler artıyor. Giderler aslında şekil değiştiriyor ama tutar olarak pek de değişmiyor.
Sağlık/Bakım: Bakım masrafı önemli. Örneğin Alzheimer hastalığı ileriki yaşlarda görülen bir hastalık olsa da, dünya nüfusunun yaşlanması sebebiyle hasta sayısı gün geçtikçe artıyor. Türkiye’de 600 bin ile 1 milyon arası olduğu tahmin ediliyor.
Dikkat! Gençler
Anne-babanızın birikimlerini kendi paranız gibi görmeyin. Onların paraya ihtiyacı olacak. Ömür uzadı. Sizin borcunuzu, geçiminizi, sorunlarınızı anne-babaya yüklemeyin.
Anne-babalar
Altından kalkabileceğinizden fazlasını yüklenmeyin. Çocuklardan size bakmalarını istemeyin. Finansal anlamda ne onların size ihtiyacı olsun ne de sizin onlara. Özellikle damat ve gelinlerin görüşü önemli. Evdeki huzur kaçabilir.
Hangi yaşta ne yapmak lazım?
25-35 yaş: Aylık gelirinizin en az yüzde 10’unu, ailenizle yaşıyorsanız yüzde 25’ini biriktirin. Emeklilik için pasif gelir yaratmış olmak şart. Devletin sağlayacağı yaşlılık gelirinize sizin de Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ile destek olmanız hatta daha fazla birikimle pasif gelirinizi yükseltmeniz ancak gençken mümkün. Bu yılları boşa harcamayın. Hedefiniz için de, emeklilik için de biriktirin. İleriki yıllarınızı güvence altına almaya erkenden başlayın. Siz çalışırken paranız da çalışsın.
45-55 yaş: Kazancınız belli, huzurlu bir gelecek için yıllık gelirinizin dört katı kadar birikiminizin olması size güç verir. Bu dönemde, ‘Özgürlük ve finansal özgürlük’, muhtaç olmama, yeterlilik duygusu artıyor. Hayatın tadını çıkarın, yaşamın içinde olun.
35-45 yaş hedefleriniz için biriktirebildiniz mi?
Cevabınız ‘hayır’ ise hemen harekete geçin. Önce derin nefes, sahip olduklarınızın bir listesini yapın. İnsan bazen bu önemli konuyu atlıyor. Sadece borçlarınız ve sorumluluklarınız yok. Bir de kazanımlarınız ve sahip olduklarınız var. Önce bunlar için şükredelim. Artık finansal hedeflerinizi gerçekleştirmeye başlayın. Gelir ve giderlerinizi tek tek yazın. Bütçenizde müdahale etmeniz gereken alanlar ortaya çıkacak ve harcamalarınızı kontrol altına alabileceksiniz. Emeklilik için biriktirmeye halen başlamadıysanız şu an başlayın. Bu yaşlarda takribi olarak emeklilik dönemi için şu anki yıllık gelirinizin iki katı kadar biriktirmek için plan yapın (kenarda böyle bir birikiminiz olursa bu size güç veriyor). Bir yorgunluk, bir bıkkınlık hissediyorsanız üzülmeyin bu normal. İnsan bazen motivasyonunu kaybetmiş, hedefinden uzaklaşmış olabiliyor. Yapılması gereken hedeften vazgeçmek değil, planı gözden geçirmek.