Çıkış Yolu: Tasarruf
Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Berat Albayrak 'Ekonomi Reform Paketi' açıklamasında, 'Devletten başlayarak bireye kadar her alanda tasarrufları önceliklendirmemiz gerektiğine inanıyoruz.' dedi.
Ben de altını çizmek isterim ki bunun kanıtlanmış ilacı
'Finansal okuryazarlık’tır. Bireylerin finansal konulardaki
bilgisi, becerisi arttıkça adeta domino etkisi yaratıyor ve
tasarruf davranışları oluşuyor.
GÜZEL
HABER: Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği
(FODER) ile Visa iş birliği ve Türkiye'deki 27 bankanın desteğiyle
yürütülen "Paramı Yönetebiliyorum" finansal okuryazarlık projesi
kapsamında ikincisi gerçekleştirilen Türkiye Finansal
Okuryazarlık Araştırması'na göre finansal bilgi düzeyi iki yılda
yüzde 70'ten yüzde 75'e çıktı.
NE DURUMDAYIZ?
Araştırmanın amacı: Türkiye genelinin finansal okuryazarlık düzeyini tespit edip, finansal ürün ve hizmetler konusundaki tutum ve davranışları anlamak.
Araştırma sonuçlarına göre 2017 ve 2019 yılları arasındaki değişimler;
- Hanelerde bütçe yapma oranı yüzde 65'ten yüzde 74'e,
- Kadınların hanedeki para kullanımı kararlarına dahil olma oranı yüzde 72'den yüzde 80'e,
- Para biriktirme alışkanlığı yüzde 42'den yüzde 45'e,
- Kadınların bütçeye katkıda bulunma oranı yüzde 48'den yüzde 51'e,
- Kadınlarda birikim yapma yüzde 41'den yüzde 48'e yükselerek, yüzde 45 olan Türkiye genelinin üzerine çıktı.
SEVDİKLERİMİZ
En çok bilinen finansal ürünler;
-Banka kartı
-Kredi kartı
-Altın
PARA İLE NE YAPACAĞIZ?
‘Para harcamak içindir’ diyenler: Yüzde 51
‘Yatırımda risk almaya hazırım’ diyenler: Yüzde 35
‘Param olmasa dahi ufak tefek alışveriş yapmaktan kendimi
alıkoyamıyorum’ diyenler: Yüzde 37.
SONUÇ: Bu araştırma bize şunu gösteriyor; ülkemizin finansal bilgi seviyesi ve bütçe yapma oranında artış var. Harcama alışkanlıklarımızı değiştirerek, istek/ihtiyaç ayrımı yapıyoruz. Ancak gelgelelim finansal ürünleri tanımıyoruz, gelenekselden vazgeçmiyoruz.
ANLAMLI GÜN
17 yaşımdan beri ailemden para almıyorum. Üniversite masraflarımı karşılamak için çocuk bakıcılığı yaptım. İş hayatımın temeli finansal planlama. 2009 yılında uçakta dergileri karıştırırken kapakta bir çocuk gelin fotoğrafı gördüm. ‘Dünyada bir sürü olay yaşanıyor, benim de bunlarla ilgili bir şey yapmam lazım.’ dedim. Üst düzey yönetici olduğum kurumsal hayatın dışına çıkarak, finansal okuryazarlığın Türkiye’nin kalkınması için temel gereklilik olduğunu düşünerek yola çıktım. Önce televizyon programı, kitaplar, radyo, eğitim seminerleri, vs. derken… Bir bakmışım bu benim hayat amacım oluvermiş. Fakat ben bir birey olarak nereye kadar ne yapabilirdim ki...Toplumsal fayda ve sürdürülebilir kalkınma için 2012 yılında Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği’ni kurduk. Üyelerimiz ile beraber, verdiğimiz finansal okuryazarlık eğitimleriyle toplumun her kesiminden 2,5 milyon kişiye ulaştık. Birçok ödül aldık. Büyük şirketler üyelerimiz oldu. Dün Yönetim Kurulu Başkanlığı meşalesini, Attila Köksal’a ve yeni yönetime devrettim. Benim içim heyecan ile kıpır kıpır. Sizlerle de paylaşmak istedim. Sayfam ve siz değerli okurlarım benim için hep çok özel oldunuz.
İYİ GÜNDE, KÖTÜ GÜNDE
SORU: Eşim benden habersiz ihtiyaç kredisi kullanmış, ödeyemiyor. Bu durumda ben ne yapmalıyım? Gülay
CEVAP:
Sana eşinin kredi borcundan dolayı hukuksal işlem yapılamaz ancak kredi notun düşer.
Evli olduğunuz için beraber yaşadığınız ev sizinse eve, eşyalara haciz gelebilir. Banka ihtarname gönderdiyse yasal süreç başlamış demektir.
Bir avukat ile görüşün. Planlama yapın.
Eşine kızma, onu suçlama. İyi günde olduğu gibi, kötü günde de destek ol.
Borcu ödeyemiyorsanız zor kararı verin.
Bir şeyleri satabilir veya bir süre için yaşam standardınızı değiştirebilirsiniz.
Soruna değil, çözüme odaklanın.
Bu geçici bir dönem.