Öğrenmeyi ve hatırlamayı kolaylaştıran Feynman Tekniği
Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynman'ın bulduğu bu tekniği yeni bir şey öğrenirken ya da bir konuyu hatırlamaya çalışırken kullanabilirsiniz. Teknik basit ama bir o kadar da etkili.
İki tip bilgi var ve çoğumuz genellikle yanlış tip bilgiye
odaklanırız. Birinci tip bilgi bir şeyin adını bilmeye yönelikken,
ikinci tip bilgi o şeyi bilmeyi temel alır. Elbette, bunların ikisi
de aynı şey değil. Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynman bir şeyi
bilmekle, bir şeyin adını bilmek arasındaki farkı kavrayanlardan ki
başarısının ardındaki en büyük etmenlerden biri de bu. Feynman bu
ayrımı şu çarpıcı anekdotta anlatıyor:
"Şu kuşu görüyor musun? Bu bir kahverengi gerdanlı ardıç
kuşu, ona Almanya'da halzenfugel ve Çin'de ise chung ling deniyor.
Ona verilen tüm bu adları bilsen bile yine de bu kuş hakkında
hiçbir şey bilmiyor olursun. Bildiğin sadece insanlar hakkında bir
şey olur, yani kuşa ne ad verdikleri. Şimdi bu kuş ötüyor,
yavrularına uçmayı öğretiyor ve yazın ülkenin bir ucundan diğer
ucuna kilometrelerce uçuyor ve kimse yolunu nasıl bulduğunu
bilmiyor."
Buradan da anlayabileceğiniz gibi bir şeyin adını/tanımını bilmek onu anladığınız anlamına gelmez hiçbir zaman. Bir fikri gerçekten anlıyor musunuz yoksa bu fikrin tanımını biliyorsunuz, bunu sınamanın bir yolu var. Buna Feynman Tekniği deniyor. Feynman, matematikçi arkadaşlarından en karmaşık ya da anlaşılması güç kavramları bile kendisinin anlamayacağı karmaşık terimler kullanmadan açıklamalarını istemiş, bunu yapabildikleri takdirde, kendisinin de onlarla aynı sonuca ulaşacağını belirtmiştir. Tekniğin temelinde de bu basitleştirme yatıyor.
Feynman tekniğini gerçekten anlamadığınız konuları ya da fikirleri anlamak için kullanabilirsiniz. Bu yöntemi kullanarak bir fikri uzun yıllar hatırınızdan çıkmayacak şekilde, kısa sürede derinlemesine kavrayabileceksiniz.
Feynman Tekniğine göz atalım:
1. Adım: Konuyu Belirleyin
Boş bir kağıt alın. Öğrenmek istediğiniz konunun başlığını kağıdın
en üstüne yazın.
2. Adım: Konuyu Bilmeyen Birine Anlatır gibi
Anlatın
Kağıdın geri kalanına konuyu hiç bilmeyen birine
anlatıyormuşçasına, mümkün olduğunca karmaşık ifadeler kullanmaktan
kaçınarak öğrendiklerinizi yazın. Bir çocuğun bile anlayabileceği
kadar basit bir dil kullandığınızda kendinizi de konuyu daha derin
bir seviyede anlamaya ve konular arasındaki ilişki ve bağlantıları
basitleştirmeye zorlamış olursunuz. Aynı zamanda yazdığınızı sesli
olarak tekrar etmek çok daha etkili olacaktır.
3. Adım: Takıldığınız Noktada, Kaynağa Geri
Dönün
2. adımda hatırlamakta ya da anlatmakta zorlandığınız yerler
olduğunu fark ettiğinizde konu hakkında çalıştığınız kaynaklara
geri dönün. Öğrendiklerinizi kağıda aktarabilecek hâle gelinceye
kadar tekrar tekrar okuyun ve çalışın. Sözgelimi biyolojiden
yazılınız var ve evrimi basit cümlelerle açıklamakta
zorlanıyorsunuz. Biyoloji kitabınızı açın ve evrimle ilgili kısmı
yeniden okuyun (tabii Türkiye’de evrimle ilgili kayda değer bir şey
bulabilirseniz). Şimdi kitabı kapatın ve yeni bir boş kağıt alarak
evrimle ilgili öğrenmiş olduklarınızı yazın. Bu aşamayı sorunsuzca
hâlletiyseniz, asıl çalışma kağıdınıza dönerek çalışmaya devam
edebilirsiniz.
4. Adım: Basitleştirin ve Benzerlikler
Kurun
Artık kağıda döktüklerimizi gözden geçirebiliriz. Einstein'ın "Bir
şeyi 6 yaşında bir çocuğa anlatamıyorsanız, siz de anlamamışsınız
demektir" sözünden de anlayabileceğimiz gibi karmaşık bir jargon
kullanıp kafa karıştırıcı açıklamalar yapmak yerine, dilimizi
basitleştirmek ve benzerlikler kurmak anlamayı kolaylaştıracaktır.
Bunu denemek için 6 yaşında birini bulup, öğrendiklerinizi ona
anlatabilirsiniz. Sorunsuz bir şekilde anlıyorsa, siz de gerçekten
anlamışsınız demektir.
Bu harika yöntem yalnızca öğrenmeyi ve hatırlamayı kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda farklı düşünme şekillerine pencere açarak fikirleri baştan aşağı yeniden inşa etmemizi sağlıyor. Fikir ve konuları daha derinden anlamamızı kolaylaştırıyor. Hepsinden önemlisi, sorunlara bu şekilde yaklaşarak, ne konuştukları hakkında en küçük bir fikri bile olmayanları anlamamızı sağlıyor.
Kaynak: Garajımdakiejder